ANKARA – İYİ Parti’nin genel başkan seçimi yapılacak 5. Olağanüstü Kurultayı başladı. Seyircisiz düzenlenen kurultayda yoğun güvenlik önlemleri alındı. Kurultayın yapıldığı ATO Congresium Salonu’nun dışında ve salonun içindeki fuaye alanında çevik kuvvet polislerinin görev aldığı görüldü.
4 ADAY YARIŞACAK
1302 delegenin 1007’si salona geldi ve oy kullanmak üzere imza attı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in aday olmadığı kurultayda Grup Başkanı Koray Aydın, Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Günay Kodaz adaylığını ilan etti. Dört adayın da aday olmak için gerekli imzayı topladığı öğrenildi. Adaylar şu sırayla kürsüye çıkarak konuşma yaptı: Müsavat Dervişoğlu, Tolga Akalın, Koray Aydın, Günay Kodaz.
AKŞENER SALONA DERVİŞOĞLU’NDAN HEMEN SONRA GİRDİ
Adaylardan Dervişoğlu’nun girişi sırasında kürsüden “iyilerin umudu, birleştirici gücü Dervişoğlu” anonsu yapıldı. Dervişoğlu’nun hemen ardından Meral Akşener de salona geldi. Akşener, “Ezelden ebede liderimiz” diye anons edildi.
BOZKURT TOLGA SLOGANI
Dervişoğlu’nun ardından adaylardan Tolga Akalın, “Bozkurt Tolga” sloganları eşliğinde salona girdi.
KORAY AYDIN’A YOĞUN ALKIŞ
Salona destekçileriyle birlikte gelen ve salondan en çok alkışı alan Koray Aydın’ın girişi sırasında “İyi’ler kol kola Koray Aydın’la” sloganı atıldı.
DERVİŞOĞLU’NA KÜRSÜDEN ANONS
Adaylardan Dervişoğlu, kürsüden mikrofonla uzun süre “İYİlerin umudu’ diye anons edilirken diğer adaylar Akalın ve Aydın’ın salona giriş yaptığı bilgisi verildi ve “Hoş geldiniz” denildi.
Adaylar giriş yaparken salonda bulunan bir delege, “Tek aday istiyoruz, birleşin” diye bağırdı.
AKŞENER VURAL VE EŞİNİN ARASINA OTURDU
Akşener’in, eşi Tuncer Akşener ile Parti Genel Sekteteri Oktay Vural’ın arasına oturduğu görülürken; adaylar Dervişoğlu ve Aydın aynı sırada hemen yanında yer aldı. Tolga Akalın ise yine ön sıralarda ancak Akşener’e uzak bir noktada oturdu.
Kurultayın divan başkanlığına ortak önergeyle, oy birliğiyle Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kuleyin seçildi.
Tolga Akalın, Akşener ve diğer adayların bulunduğu sıraya davet edildi ancak Akalın mevcut koltukta kalmayı tercih ettiğini söyledi.
İYİ PARTİ KURULUŞ VİDEOSU
Kurutayın başlangıcında İYİ Parti’nin kuruluşunu anlatan bir video gösterildi. Akşener’in videoyu izlerken duygulandığı görüldü.
‘BİR GÜN GİTSEN BİLE HATIRAN YETER’
Video Akşener görüntüleri ve “Bir gün gitsen bile hatıran yeter” şarkısı ile sona erdi. Ardından Akşener kürsüye çıktı.
Akşener, 20 dakikalık konuşmasını tamamladıktan sonra salondan ayrıldı.
Kurultay divanından, genel başkan seçilmek için salt çoğunluk olan 654 oyun alınması gerektiği, ilk turfa salt çoğunluk sağlanamazsa ikinci turda da salt çoğunluk aranacağı; gene sağlanamazsa üçüncü turda en yüksek oy alan adayın kazanacağı duyuruldu.
DERVİŞOĞLU: ÖNÜMÜZDE CEBERUT BİR İKTİDAR VE UCUBE BİR SİSTEM VAR
Genel başkan adaylarından ilk olarak Müsavat Dervişoğlu kürsüye çıktı. Devişoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
İTTİFAKIN SORUMLUSU İYİ PARTİ DEĞİL: Çıktığımız yolculuk kolay değildi. Önümüzde ceberut bir iktidar ve ne olduğu belli olmayan ucube bir sistem vardı. İyi’lerin mücadelesi de zaten bu ceberut iktidarla ve ucube sistemle mücadeleydi. Sistemin dayatmaları vardı. O dayatmalardan bir tanesi de ittifakla siyasi arenada yer edinebilme imkanı aramaktı. Bunun müsebbibi ve sorumlusu İYİ Parti değil. Bunun sorumlusu esas itibariyle Türkiye’ye dayatılan sistemdi.
ÖZELEŞTİRİMİZİ YAPAMADAN KOGREYLE KARŞI KARŞIYA KALDIK: Ve biz, 2018’de başlayarak, son yerel seçime kadar çeşitli ittifakların içinde bulunduk. 2019 yerel seçim ittifakının asıl amacı ve hedefi, hepinizin bildiği gibi, bu iktidarın seçim yoluyla yenilebileceği ve AKP iktidarına son verilebilme arzusuydu. 2019 yerel seçimlerinde biz bunu başardık. Muhalefetin de kazanabileceğini ve hatta bu iktidarın gidebileceğini büyük milletimize gösterdik. Biz, o seçimdeki ittifakı 2023 yılındaki genel seçim için yapmıştık. İktidarın yenilebileceğini gösterip, ondan sonra da 2023 seçimlerinde iş başında bulunan iktidarın artık siyasi ömrünün tamamlanmasını sağlamaya çalışacaktık. Ama süreç öyle akmadı. Hepinizin bildiği gibi, İYİ Parti’nin tüm çabalarına rağmen, maalesef birtakım stratejik hatalar yüzünden 2023 seçimleri kaybedildi ve Türkiye bu seçimin akabinde bir yerel seçime gitti. Bu seçime partimiz, özgün kimliğini muhafaza edebilmek ve 2028 genel seçimlerine layıkıyla hazırlanabilmek adına, tüm yetkili organlarını toplayarak, müstakilen girme kararı aldı. Bu kararın alınmasıyla birlikte, yine İYİ Parti, çeşitli saldırıların muhatabı kılınmaya çalışıldı. Onun sonucudur ki, o sürecin akabinde, girmiş olduğumuz yerel seçimlerde maalesef başarılı olamadık ve bu başarısızlığı henüz değerlendirmeden, özeleştirimizi yapamadan bu kongreyle karşı karşıya kaldık.
TARİHİ SORUMLULUK ÜSTLENMEK SURETİYLE HUZURUNUZA GELDİK: Aslında, meselenin doğru anlaşılması, doğru yorumlanabilmesi ve uzun vadede partimize kazandıracaklarının hatırlanması lazımdı. Bunları yapamadık ve netice itibariyle de bu kongre salonunda toplandık. Sayın genel başkanımız, milletimize verdiği sözün gereği olarak aday olmayacağını açıklamak suretiyle, bu kurultayın zeminini oluşturdu. Biz, buna 3 aday olarak, bu kritik süreçte tarihi sorumluluk üstlenmek suretiyle sizlerin huzuruna geldik. Bu adaylardan bir tanesi benim değerli ağabeyim, aile büyüğüm, aile dostum Sayın Koray Aydın’dır. Bu adayların bir diğeri de yine benim sevgili kardeşim, değerli dostum, ailemin bir ferdi olan Sayın Tolga Akalın’dır. Ben de bir adayımızın ağabeyi, diğer adayımızın kardeşi olarak bugün huzurunuzdayım.
İYİ PARTİ’NİN YARALARINI SARACAĞIZ: Bu güzel kongre, aslında sadece İYİ Partililerin gözünü diktiği bir kongre değil, bu kongre, büyük Türk milletinin gözünü diktiği ve takip ettiği bir kongre. Bu kongrenin öncesinde gördüğünüz gibi, başka partilerde olduğu gibi taraftarlaşma olmamıştır. Yine başka partilerde olduğu gibi, yalan, riya, iftira ve fitne sokağa dökülmemiştir. Bütün adaylarımız, kendilerine yakışan, demokrasi geleneklerimize uygun, iyiler ve cesurlar hareketinin siyasi ahlakıyla mütenasip bir tavır ve davranış sergilemişlerdir. Ben, hepinizin huzurunda adaylarımıza ve adaylarımıza gönül verenlere teşekkür ediyorum. Kolay günler beklemiyor bizleri. Sadece kongre yapmayacağız, bu kongre ile İYİ Parti’nin yaralarını saracağız. Biliyorum derdimiz var, biliyorum kırgınlıklarımız var. Birleşmeli ve aşmalıyız. Onun için geliyoruz. Bu ülkede partimizi bekleyen ne kadar problem varsa, aslında emin olunuz ki, o problemler Türkiye’yi bekleyen problemlerdir. İYİ Parti’nin kurulduğu gün hangi problemler varsa, bugün katlanarak büyümek suretiyle önümüze gelmiştir. Bu, İYİ Parti’nin varlık gerekçesinin hala devam ettiğinin bir göstergesidir. İşte onun için diyoruz, İYİ Parti’nin güneşi asla sönmeyecektir.
İYİ PARTİ’NİN OYU YÜZDE 5 DEĞİL, 52’DİR: Yerel seçimlerden çıktık. Başarısızlık tanımlaması yapılıyor. Müştereken bir karar aldık, fakat bu kararı uygularken, müştereken uygulayamadık. Özellikle büyük şehirlerde AKP’nin baskın kampanya uygulamaları münasebetiyle halk kutuplaştırıldı. Dolayısıyla, seçmen kimin kazanacağına bakmak yerine, kimin kaybetmesi gerektiğine baktı ve maalesef öyle oy kullandı. İktidarın baskın kampanyası seçmeni o kadar kutuplaştırdı ki, aman ha AKP gelmesin diye vatandaşlarımız ve belki de parti tabanımızın bazıları oy kullanma tercihini şekillendirdiler. Oyunu bu şekilde kullananlara diyecek bir şeyim yok. Ama bu işin içinden elimizi yıkayarak çıkamayız, bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Biz bazı yerlerde çok az oy aldık ama işte şu anda Divan’da oturan Nevşehir belediye başkanımız yüzde 52 oy aldı. AKP’nin seçim kaybetmediği Nevşehir’de yüzde 52 oy almayı başarabiliyorsak, bana sorarsanız İYİ Parti’nin oy oranı yüzde 5 değil, yüzde 52’dir arkadaşlar. Meseleleri doğru kavrayıp, hükümleri doğru vermeyi becerebilirsek, gerçekleştireceğimiz bir durumdur. Aramızda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanınımız var, Sayın Enver Yılmaz. O da Ordu gibi bir yerde, AKP’nin yüzde 70’e yakın oy aldığı yerde yüzde 37 oy aldığı görüldü. Bana göre, seçimi kazandı ama Beştepe seçimi elinden çaldı. O kıstastan bakarsanız, İYİ Parti’nin oyuna yüzde 37 de diyebilirsiniz.
TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİNİ KUCAKLAYACAĞIZ: Atatürk ve cumhuriyet nerede konumlandıysa orada konumlanacağız. Soruyorlar ya, siyasetin merkezi misiniz, sağı mısınız, solu musunuz? İşte buradan söylüyorum; Türkiye’nin kalbinde ve merkezinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve yine onun kurduğu Türk milliyetçiliği vardır. Elbette ki İYİ Parti, Türk siyasetinin merkezinde olacaktır. Toplumun bütün kesimlerini kucaklayacağız. Alevisi, sünnisi, Türk’ü, Türkmen’i, Kürt’ü, herkese kollarımızı açacağız. Biz, siyasi görüşlere karşı değiliz, biz, farklı bakış açılarına karşı değiliz. İnsanlar istedikleri gibi düşünür ve istedikleri gibi görüş ve düşüncelerini de açıklar. Ama açıkça söylüyor ve ilan ediyorum ki; Türk Bayrağı’na ve İstiklal Marşı’na saygısızlık edenlerle İYİ Parti’nin yan yana gelebilmesi, yan yana durabilmesi bile mümkün değildir. Hiç kimseye düşmanlığımız yok. Biz, haksızlığa düşmanız. Haksızın karşısında oluruz. Haksızın karşısında, haklının yanında durma iradesi sergilemeye muvaffak oluruz.
ALLAH RIZASI İÇİN, BANA BİR FIRSAT TANIYIN: İYİ Parti’nin tarihi sorumluluğu aslında Türkiye’nin kurtuluş reçetesi olacak iradenin tecellisidir. Net söylüyorum, insanları görüşlerine, kökenlerine, mezheplerine göre değil, yaptıkları ihanetlere, haksızlıklara, hırsızlıklara bakarak onlarla mücadele ederiz. Birleştirici güç olmalıyız, birleşmeliyiz. Çünkü, vereceğimiz mücadele sıradan bir mücadele değildir. Erdoğan hükümeti, kutuplaştırarak ve toplumu çatıştırarak süreci yönetiyor. Erdoğan hükümeti, kamu kaynaklarıyla yandaşlarını ihya ediyor. Erdoğan hükümeti, 22 yıllık imar değişikliği açlığıyla insanımızı, doğamızı, yeşilimizi, denizimizi ve ırmaklarımızı yağmalıyor. Ve ne hazindir ki, Erdoğan hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş tapusu olan Lozan’ın, yandaşları marifetiyle tartışmaya açılmasına dayanak oluşturmaya çalışıyor. Biz, bunlarla mücadele etmek mecburiyetindeyiz. Bu mücadele, kongre salonlarında, konferans salonlarında verilebilecek bir mücadele değildir. Sizlere yalvarıyorum, Allah rızası için diyorum, bana bir fırsat tanıyın, Türkiye’nin meydanlarında Tayyip Erdoğan’la hesaplaşmak istiyorum. Bana o gücü verin, o desteği verin, benden esirgemeyin. Bakınız söylüyorum, İYİ Parti, siyaseten milletin gönlünde hala bir umut merkezi. Biz el ele, gönül gönüle olursak, bütün bunları layıkıyla yerine getiririz.”
TOLGA AKALIN: OMUZ OMUZA YENİ BİR DÖNEMİ AÇIYORUZ
Dervişoğlu’nun ardından kürsüye Tolga Akalın çıktı. Tolga Akalın’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
SİYASİ TARİHİN EN CEBERRUT İKTİDARINA KARŞI KURULDUK: Bugün eski Türkiye’nin, yani Tayyip Erdoğan iktidarının son günü. Bugün iktidar yoluna girişimizin ilk günü. Elbette bu yürüyüşte Türk yurtseverleri, Türk demokratları ve samimi muhafazakarlarla omuz omuza yeni bir dönemi açıyoruz. Biz, Türk siyasi tarihinin en ceberut iktidarına karşı, onun en ceberut olduğu dönemde kurulmuş bir siyasi partiyiz. MHP’den ne istedik biz? Birincisi, güvenlikçi, devletçi milliyetçilikten demokratik milliyetçiliğe geçilmesini istedik. İkincisi, iktidar hedefini kaybetmiş bir siyasal hareketle yol yürünmeyeceğini tespit ettik ve bu kapsamda bir yürüyüş başlattık.
ERDOĞAN BİR PUSUCUDUR: Erdoğan bir şövalye, bir alp değildir. Erdoğan, bir pusucudur. Erdoğan, rakipleriyle cesurca mücadele edemez. Erdoğan, ancak muhaliflerine pusu kurarak iktidarını devam ettirebilir. Erdoğan’ın bitiremediği tek siyasal hareket, bu iyiler ve cesurlar hareketi oldu. İYİ Parti, Türkiye’nin makul merkezinde kurulmuş, kuruluş ilkeleri de fevkalade bir siyasi harekettir. Ben, İYİ Parti’nin kendisini milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olarak tanımlamasını doğru buluyorum.
MİLLİYETÇİLİK VE DEMOKRASİ BİRBİRİNİN OLMAZSA OLMAZI: Seçmene 3 konuda mesaj vermeniz gerekiyor. Güvenlik, özgürlükler ve hukuk, üçüncü olarak da refah alanında mesaj vermeniz gerekiyor. İYİ Parti’nin milliyetçiliği siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının güvenlik alanına, İYİ Parti’nin demokratlığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının özgürlükler ve hukuk alanına, İYİ Parti’nin kalkınmacılığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının refah alanına tekabül ediyor. Milliyetçilik ve demokrasi, birbirinin olmazsa olmazıdır. Güvenlik ve demokrasi de birbirinin çelişeni değil, tamamlayanıdır. Milliyetçilikle demokrasiyi birbiriyle içselleştirip, demokratik milliyetçiliği inşa etmemiz lazım.
KORAY AYDIN: BU İKTİDARI TÜRK MİLLETİNİN YAKASINDAN SÖKÜP ATACAĞIZ
Akalın’ın ardından Koray Aydın kürsüye çıktı. Aydın’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINA MAALESEF TEK ADAM SİSTEMİYLE GİRDİK: Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başındayız. Maalesef son 22 yıldır haktan, hukuktan, adaletten ve özgürlüklerden uzaklaşmış, vatandaş açlık ve sefaletle boğuşurken şatafat ve lükse düşmüş, halktan kopuk bir iktidarla karşı karşıya kaldık. Maalesef son 22 yıldır bazen milliyetçiliği ayaklar altına alan, sıkışınca seçim kazanabilmek için milliyetçilerin ayaklarına kapanan bir iktidar tarafından yönetildik. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına maalesef tek adam sistemiyle girdik.
BU UCUBE SİSTEM MİLLETİN ALIM GÜCÜNÜ YERLE BİR ETTİ: İktidar ve ucube sistem, cumhuriyetimizin temel değerlerini hiçe saydı. Temel hak ve hürriyetleri kısıtladı. Ülkenin kaderini iki dudağın arasına hapsetti. Milli mücadeleye karargâhlık yapmış yüce meclisimizi itibarsızlaştırdı. İşte bu ucube sistem, demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrılığını, kuvvetler birliğine döndürdü. Bu iktidar ve ucube sistem, ülkenin dış borcunu tam 500 milyar dolara çıkardı. Enflasyonu üç haneli rekor düzeye yükseltti. Milleti yoksulluğa mahkûm etti. “Faiz sebep, enflasyon sonuç” safsatasıyla, Türk lirasının değerini, milletin alım gücünü yerle bir etti. Bu iktidar, yandaşlarının servetine servet katarken, vatandaşı sabahın erken saatlerinde ucuz et kuyruğuna girmeye, mecbur etti.
BU İKTİDAR GELECEĞİMİZİ GÜVENSİZ KILDI: Bu iktidar memuru, işçiyi, emekliyi hızla yoksullaştırarak, açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etti. Bu iktidar liyakati değil, yandaşlığı önceleyerek gençlerin hayallerini çaldı. Beyin göçünü engelleyecek tedbirler almak yerine, gençlerimize “giderlerse gitsinler” dedi. Bu iktidar yüce dinimiz İslam’ı kirli siyasetine alet etti. “Çalıyor ama çalışıyor” kafasıyla, Beytülmâla uzanan eli meşrulaştırmaya çalıştı. Yanlış ekonomi politikalarını “nas var nas” diyerek perdelemeye çalıştı. Bu iktidar ve ucube sistem dış politikayı, iç politikanın siyaset malzemesi yaptı. Uluslararası gerçeklerden uzaklaştı, bir gün dost dediğine, diğer gün düşman kesildi. Kendi koltuğunu, ülkenin kaderine tercih etti. Bu iktidar ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin aksine hareket ederek cennet vatanımızın hemen yanında yaşanan olayları, analiz etme becerisinden yoksun kadrolarıyla ülkeyi sığınmacı kampına dönüştürdü. Bu iktidar, sokaklarımızı huzursuz, geleceğimizi güvensiz kıldı. Namusumuz olan hudutlarımızı kevgire döndürdü. Üstüne utanmadan şerefimiz olan Türk vatandaşlığını da bir Pazar malı gibi yabancılara sattı. Bu iktidar “Hudut namustur” diyen gençleri tutuklatırken, bölücü başının posterlerini sokaklara asanlara hoşgörü gösterdi. Sonuç olarak bu iktidar, ve eseri olan bu ucube sistem, ülkeyi pek çok büyük beka sorunuyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye’yi bu iktidara mahkûm bırakmayacağız. Bu iktidarı Türk milletinin yakasından söküp atacağız.
Genel başkanımız Sayın Meral Akşener’in, 8 Nisan tarihinde, aday olmayacağını açıkladığı bildiride ifade ettiği üzere, partimiz “sarsılmıştır.” Bu sarsıntıyı en az hasarla atlatabilmek için, bir durum muhasebesi yapmamız elzemdir, kaçınılmazdır. Ne oldu da oyu yüzde 20’lerle anılan partimiz, yüzde 4’lere geriledi… Ne oldu da Ankara’da yüzde 13 olan oyumuz, yüzde 0,9’a düştü. Ne oldu da İstanbul’da yüzde 8 olan oyumuz, yüzde 0,6’ya düştü. Elbette yerel seçimlerin dinamikleri farklı, elbette İYİ partinin asıl oyu bu değil, doğru bir değerlenme yapmaz, acil bir müdahalede bulunmazsak, bu kötü tablo, sürekli hale gelecek. Toplumun sesine, parti teşkilatlarımıza ve tabanının taleplerine kulak tıkayarak siyaset yapılmaz. Kısaca millete rağmen siyaset yapılmaz. Seçim sonuçlarından çıkarmamız gereken ilk ders budur. Sayın Genel Başkanımız bu olumsuz tablonun farkındadır. Genel Başkanımızın Olağanüstü Kurultayın yolunu açmış olması ve kendisinin de aday olmaması demokratik bir olgunluktur, örnek bir tavırdır. Şimdi sıra bizdedir. Şimdi sıra sizlerdedir. Şimdi sıra İYİ’lerdedir.
1 MİLYON ÜYE HEDEFİ: Saygıdeğer gönüldaşlarım; partimizin üye sayısını artırmak da, en temel önceliklerimizden olacak. Ben, günden güne büyüyen ve milyonları kucaklayan bir İYİ PARTİ hayal ediyorum. Sadece üye olan değil; üye yapan ve oy isteyen üyeler hedefiyle hareket edeceğiz. Teşkilat Başkanlığım döneminde büyük bir başarıyla gerçekleştirdiğimiz o üye seferberliğimizi, yeniden başlatacağız. İşte bu yüzden, 1 milyon üye hedefini şimdiden ilan ediyorum. Hazır olun.
PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ TEMEL ÖNCELİĞİMİZ: Değerli dava arkadaşlarım, Anayasa’nın başlangıç hükümleri, ilk dört maddesi ve Türk vatandaşlığı tanımı, kırmızı çizgimizdir. Cumhuriyet’in kurucu değerlerini hedef alanların karşısında, Türklüğü ve Türkçeyi hedef alanların karşısında, Türk ve Atatürk düşmanları karşısında, dimdik duracağımızı, cümle alem bilmelidir. Millet tektir, adı da Türk’tür. Bu tarihin verdiği bir hükümdür ve öyle de kalacaktır. İYİ’leştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş temel önceliklerimizdendir. Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen bu ucube sistemi, tahkim etmeye dönük her girişimi de, bugünden reddettiğimiz herkes tarafından bilinmelidir.
KENDİME BİÇTİĞİM GÖREV, TÜRKEŞ’TEN NE GÖRDÜYSEM ODUR: Değerli gençler, ben henüz 22 yaşında İl Gençlik Kolları Başkanı, 32 yaşında Başkanlık Divanı Üyesi olmuş, 36 yaşında Başbuğ Alparslan Türkeş ile Milletvekilliği yapmış, 40 yaşında onun genel sekreteri olma gibi bir onura erişmiş, 44 yaşında da Bakan olmuş bir dava arkadaşınızım. Kendime biçtiğim görev, rahmetli Türkeş Bey’den ne gördüysem odur. Partimiz en kısa sürede toparlanacak, gençler ile idare edilecek ve iktidara taşınacaktır. Bu bizim vazgeçilmez hedefimizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk İstiklal ve Cumhuriyeti’ni Türk gençliğine emanet ettiği gibi, biz de, İYİ Parti’yi gençlere emanet edeceğiz. Amacım yol açmak ve yol göstermektir. Amacım sizlerle el ele vererek hedefimize ulaşmaktır.
AKŞENER HER DAİM KIYMET GÖRECEKTİR: Kıymetli İYİ Parti Ailesi, aday olan bütün dava arkadaşlarıma, kardeşlerime başarılar diliyorum. Kendilerine bu süreçteki demokratik olgunluk ve dava arkadaşlığına yaraşır tavırları için teşekkür ediyorum. Kurucu Genel Başkanımıza, Sayın Meral Akşener Hanımefendi’ye de şükranlarımı sunuyorum. Hep beraber yürüttüğümüz bu siyasi mücadelede, bize öncü oldu. Emek verdi, ter akıttı. Şimdi de Partimizin önünü açtı. Kendisi her daim Partimizin kurucu lideri olarak, kıymet görecektir. Beraber sevindiğim, beraber üzüldüğüm, dertlerini derdim, sevinçlerini sevincim bildiğim dava arkadaşlarım. Sizlere gönlümün tam ortasından seslenmek istiyorum: Kardeşlerim, Biliyorum, kızgınlıklarınız var. Biliyorum, üzüntüleriniz var. Biliyorum, keşkeleriniz var. Sarf edilen büyük emeklere dönüp baktığınızda, sızlayan gönülleriniz var. Ama çok İYİ biliyorum ki, dağılanı toplamaya, yıkılanı yapmaya, sızlayan gönülleri, iyileştirmeye muktedir, çelikten bir iradeniz de var. Sizin iradeniz, zalimlere meydan okuya okuya, bugünlere gelen bir iradedir. Üstünde vesayet kurulamayacak bir iradedir. İşte ben, kendimi, güvenimin sonsuz olduğu bu iradeye, teslim ve emanet ediyorum. Kardeşlerim. İşte bu yolda; tutun ellerimden, eğik başları yukarı kaldıralım. Tutun ellerimden, İYİ Parti’yi ayağa kaldıralım. Tutun ellerimden, Türkiye’yi ayağa kaldıralım. Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun.