Ekonomim gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Merkez Bankası’nın bugün vereceği faiz kararı öncesi kaleme aldığı yazısında faiz indiriminin ne zaman başlayacağıyla ilgili öngörüsünü paylaştı.
Aktaş “En sıkıcı PPK toplantısı” başlıklı yazısında “Para Politikası Kurulu’nun bugünkü toplantısından bir faiz değişikliği kararı çıkması neredeyse hiç beklenmiyor. Politika faizi çok muhtemeldir ki yüzde 45 düzeyinde sabit tutulacak” dedi.
Aktaş “Türkiye’de faiz kararları zaten ekonomik gerekliliklere göre değil, temelde siyasi tercihlere göre alınıyor ve seçime şunun şurasında 40 gün kalmışken bir faiz artırımı olasılığı neredeyse sıfır” dedi.
Aktaş’ın yazısının ilgili bölümleri şöyle:
* Şu dönemde artık yeni bir faiz artışı neredeyse tümüyle ikinci planda. Konuşulan, politika faizinde indirimin ne zaman başlayabileceği.
* Görünen o ki seçime kadar böyle gidilir. Faizde ne bugünkü toplantıda bir değişiklik olur, ne 21 Mart’taki toplantıda. Seçim yüzde 45 faizle geride kalır.
* Önemli olan seçim sonrasında ne zaman ve ne yapılacağı…
Bu yıl içinde bir faiz indirimine gidilme olasılığı (en azından Merkez Bankası’nın çizdiği çerçeveye ve gözeteceğini belirttiği koşullara göre) söz konusu olmayacak gibi.
* Merkez Bankası’nın gözeteceğini belirttiği koşullar neler miydi?
“Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar…”
* Ne enflasyonun ana eğiliminde bir düşüş olduğuna, ne de beklentiler tahmin aralığına yaklaştığına göre… Demek ki yüzde 45’e devam…
Dolayısıyla normal koşullarda, üstüne basa basa söyleyelim, normal koşullarda bu yıl içinde bir faiz indiriminin gündeme gelmesi beklenmemeli. Ancak yılın sonuna doğru baz etkili bir enflasyon düşüşü “Hadi artık faizi aşağı çekelim, sembolik de olsa çekelim” görüşünü harekete geçirebilir. Ne var ki çok uzun süredir bir şekilde tutulan döviz, böyle bir kararla yeniden sıkıntı kaynağı haline gelebilir. Hem seçim sonrası yabancı girişi olursa onlar da çıkmalarına yakın dövizin artmasından hiç mi hiç memnun olmayacaklardır.
* Bütün bunlar bir yana şunu unutmayalım; Türkiye’de faiz kararı ekonomik değil, siyasidir.
Seçim sonrası artış olur mu?
Kim bilir, olur olur; tersi de olur!
Aslında seçim sonrasında Türkiye’de hangi konuda ne yaşanacağını kimsenin bildiği yok. Tabii ki kafalarda plan çok da…
* Hele şu 31 Mart bir geride kalsın; takke düşsün kel görünsün, sandıktan kimin güçlenerek kimin güç kaybederek çıktığı belli olsun, siyaseten ne yapılmak istendiğine bağlı olarak her türlü ekonomik karar alınır.
* Enflasyonla gerçekten mücadele edecek miyiz, yoksa ediyor gibi mi yapacağız, onun kararını seçim sonrasında verir, faizi de ona göre belirleriz.